Konu: Kendi Şiirleriniz Cuma Ekim 17, 2008 10:52 am
Yazdığınız Şiirlerinizi Bu Bölümde Paylaşabilirsiniz
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Ekim 17, 2008 10:54 am
SEVİYORUM Senli zamanlarda olmak, Ne kadar istiyorum bunu biliyor musun? Sensiz zamanlarda bile,seni yaşamak mutluluk veriyorsa bana Kimbilir ! daha ötesini düşünemiyorum. Tek derdim sana ulaşamamak Tek derdimyüzünü görememek Tek derdim Tek derdim sesinin kulaklarımda yansımasında Yüreğimin duvarlarında her zaman yankılanmayışı Ama olsun... Olsun demekten başka birşey düşmüyor dilimin ucuna... Yüreğimde öyle esiyorsun ki; Razı oluyorum hayalinle savrulmaya Peşinden hiç durmadan koşmaya Hiç savrulmadım böyle ılık bir rüzgarla Hiç koşmadım birinin peşinden Bazen çok tuhaf geliyor. Görmediğim bir yıldıza tutunmak Görmediğim bir yıldızla parlamak Evet... Evet seni bir yıldız gibi görüyorum kendi dünyamda Durmadan ışıl ışıl parlayan Ama bir türlü ulaşılamayan Sen ulaşılmazımsın benim Ama şimdilik sevgilim Zamana bağladım yüreğimi Zamana diktim gözlerimi Hiç düşürmeden göz kapaklarımı bekliyorum Geceler boyu hiç uyumadan Belki bir pencere açılacak diye önüme Umudumu kaybetmeden bekliyorum Korkusuzca bölüyorum gözlerimle zamanı Yüreğimle ise tüm zaman aralıklarını Kim bilir; Kimbilir belki hiç ummadığım zamanda düşersin diye alnıma Belli ama belirsiz yazımış kaderimdesin sen Belki birden netleşirsin diye Offfffff ! Ne kadar sürecek kimbilir? Umutsuz değilim,korkmuyorum da Teselli bile oluyor bana bazen yalnızlığım Avutuyor senin her gece düştüğün gece yarılarım Yalnız bırakmıyorlar beni Her gece dinliyorlar ağlayışımı ve bitmeyen dularımı Ahhhh ah!Sen var ya sen sevgili... Peşinden koşarken zamana bıraktım izlerimi Bazen ne düşünüyorum biliyormusun? Hani ,Hani ben sana döküyorum ya yüreğimi Gökyüzünden boşalırcasına yağmur gibi Dökülüyor ya dilimden kelimeler Sana şaka gibi geliyor değil mi? Yoksa doğruluğuna mı inanamıyorsun bilmiyorum ki Ne bileyim beni sessizliğin itiyor İçine kapanıklılığın itiyor Görmek istediğini söylerken seni göremeyişim itiyor İtiyor arkamdan bu duygulara Bazen sürüklüyor çıkmaz sokaklara Sırtımdan vurulmuşcasına bir hal alıyorum o zaman Deli şey! Delişey ne zaman anlayacaksın Ne zaman farkına varacaksın Farkına varmamakla yoksa ısrarlımısın Eşek ,eşeksin işte ! Sevdiğimi görmeyecek kadar kör Söyle,söyle nasıl anlatayım sana Nasıl ifade edeyim daha kendimi Hiç mi anlamıyorsun Seni ne kadar çok sevdiğimi Sana son bir kez daha söylüyorum İyi dinle beni Seni seviyorum seni seviyorum Seni çok seviyorum sevgili[i]
En son sevda tireni tarafından Cuma Ekim 17, 2008 11:03 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Ekim 17, 2008 4:10 pm
ELİNİ VARMİYOR HAYAT!!! Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin kimse dönüp bakmıyor görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin eğilip almıyor ateşler içinde yanıyor kalbim! kalbim ahhh!!!
Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim ruhum bir cellatınki kadar soğuk ve tedirgin kirli bir hayatın karanlık odalarında mil çekiliyor gözlerime kör oluyorum! dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme yaralanıyor canevim kan damlıyor her yerimden yüreğimden ellerimden gözlerimden dudaklarımdan... ahhh!!!
Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz kış kadar soğuk bedenim şimdi param parça her yerim bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum
Ah!!! Diyorum, keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar
Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak, onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum... bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.
Ey kalbe saplanan hançer ey ciğere işlenen kurşun bu yürek artık ağlamamalı, yanmamalı acılara bu kadar ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide gözlerimde kaç bin yıllık ah! yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar
Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım yaşama sevincimi yıllar önce çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş yorgunum, bitkinim, dargınım! elini vermiyor hayat! bir uçurum kenarında ha düştüm düşeceğim
her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden yüreğimden bir dilek sönüyor her gece bu yüzden hep yetimdir bir yanım bir yanım aşka ve acıya ayarlı
enkaz oldum, toz oldum, duman oldum (*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum" kara bir dumanla boğuluyorum şimdi şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda dolunay bulutların arkasından bakar bakar darılır...
ben dolunaya bakar bakar utanırım...
[b]
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Paz Ekim 19, 2008 8:47 am
[b]Tarihler 19.10.2008 saat08.30 gösteriyordu.
‘'keşke 5dakika öncesine dönebilsem''diye geçirdi içinden delikanlı.''keşke bu noktaya hiç gelmeseydik ..keşke ahh keşke..''
gözleri hayat meleğim dediğinin gözlerine kenetlenmişti.. o güzel gözlerine..
‘'neden?''kelimeleri dolaşıyordu beyninde.
Fakat bir türlü gelmiyordu diline...
Sessizlik hakimdi o gün gökyüzünde.hüzünle bekliyordu bulutlar;
Birazdan iki kalpten dökülecek olan hıçkırığın iki damlası olabilmek için.
Deniz ise iki yüreğin acısıyla kabarmıştı..
Gökyüzünden aldığı ayrılığın griliğini tüm bedenine yaymıştı..
Delikanlı sevdiğinin dudaklarından çıkan ‘bitti!!'kelimesini anlamaya çalışıyordu.
Hayır,hayır bu kadar basit değildi..bu ayrılık olamaz diye muhasebesini yaparken
Kız denize bakan başını önüne çevirdi.
ve şaşkınlıkla,korkunun hakim olduğu biricik aşkının gözlerine baktı bir süre..
ona sarılmayı,elinden başka bir şey gelmediğini anlatmayı ne kadar isterdi oysa..
ama bunları anlatmak unutmayı unutulmazlığa dönüştürürdü anca..
delikanlı tam yüreğindekileri söylemek için dudaklarını araladı ki,
kız söylenenlere cevap veremeyeceğinden çocuğun konuşmasına fırsat kalmadan
arkasını dönüp hızlı hızlı ordan uzaklaştı..
kızın gözleri sel olmuştu,yüreği nerdeyse göğsünü delip sevdiğine varacaktı..
delikanlı ise gözünden akan yaşlarla sadece sevdiğinin arkasından uzun uzun baktı..
sonra olduğu yere oturdu ve saatlerce denize bakıp yağan yağmurlarla ağladı.
Biranda dünyası karanlıklarda kaybolmuştu..
Sevdiğinin söylediği söz kulaklarından silinmiyordu..bitti..bitti..
Söylenen o son söz yüreğinde derin mi derin kapanması imkansız bir yara oldu..
Olduğu yerden ayağa kalktı..
kızarmış gözleriyle yürümeye başladı..1saat belki 2saat..
ağaçların arasından geçerek uzun bir yokuş çıktı..
evet işte tam burası,işte tam onunla tanışıp yeniden doğduğum hayat bahçem..
ama artık burası sadece ölüm kafesim..
uçuruma biraz daha yaklaştı..uçsuz bucaksız olan denize uzun bir süre iç geçirerek baktı..
aşkıyla,terkedilmişliğinin üstüne
onsuz yaşamak zorunda kalacağı seneleri düşündükçe biran önce ölmek istiyordu.
Bir adım daha yaklaştı uçuruma..
O sırada yağmurlar içinde bir genç kız göründü..saçı dağılmış,ağlamaktan kalemi akmış..
Fakat kızı sadece bulutlar gördü ve delikanlının da birkerecik arkasını dönüp,
Görmesi için sessizce dua etmeye başladılar..
Genç kız uzaktaki sevgilisini tanımıştı ve ona doğru koşmaya başladı!
Üstü başı çamur içinde kalmıştı..
Tam yetiştim dedi ki delikanlı kendini denizin soğuk sularına bıraktı..!
Kız sıkıca sevdiğinin elinden tutup düşmesine engel olmaya çalıştı..
Delikanlı yumduğu gözlerini aralayıp başını kaldırdı..
Kız,sevdiğinin elini sımsıkı tutmasına rağmen gücü yetmiyordu artık onu tutmaya..
Ellerinden kayıp giderken,kız çığlıklarla
‘'beni bırakma,beni bırakma!'' diye ağlıyordu..
ve kendisi de sevdiğinin arkasından bıraktı kendini dalgaların kucağına..
birden yağmur kesildi..bulutlar gözleriyle iki sevgiliyi arıyordu denizde
ama nafile o heybetli mavilik bir çarşaf gibi saklamıştı onları..
deniz ise halinden pek memnundu böylesine bir aşkı barındırdığı için bedeninde..
diğer gün sabahın ilk ışıklarında iki ceset vurdu kıyıya..
elele tutuşmuş,yüzlerinde aşkın tebessümü vurmuş iki cecet(T&M)
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Salı Ekim 28, 2008 11:08 am
Yalnızca Seni Özlemek Geliyor İçimden... Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya,başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde kağıdı,kalemi elime alıp,seninle dertleşmek, yalnızca sana yazmak yalnızca seni özlemek geliyor içimden... Sana yazmak...''Sana seni Yazmak'' Seni ve yüreğimde anlam bulan duyguları...Sana ait yüreğimin derinliklerinden kopup gelen artçı şokları anlatmak ve toprağı alnından öperken yağmur taneleriyle tüm benliğimle sana yağmak istiyorum... Bu gece dudaklarımdan dökülen her kelimede sen varsın ve yine sen varsın yarım kalan sevdamın eksik taraflarında. Bomboş ve sessiz kaldırımlarda yürürken seni haykırıyorum sensizliğin inadına! Bu sensizlik gecesinde sevdamın en ücra köşelerine seni yazıyorum. Bu gece gene yağmur yağıyor... Yağmur yağıyor gönlümün sensizlikle yanan her yerine.Yağsın,yağsın ki saklasın sensizliğimde döktüğüm gözyaşlarımı! Ve yine saklasın sensiz geçen bomboş hayatı... İşte seni haykırıyorum!!! sensizliğe alışamamış yüreğime!!! Bu gece gene yağmur yağıyor.Senyoksun oysa biliyorum ve üşüyorum sensiz kaldığım saatlerde. Gözyaşlarımı efkarıma kattım bu gece. Sevdamı,umudumu ve seni kızgın bir sel gibi kalbime akıttım. Bu gece yağmurla beraber gözyaşlarım yağıyor ve ismini yazıyor sensizliğin acısı ile kıvranan kaldırımlara.Süzülen her damlada sen vardın ve yine sen vardın gecenin en karanlık anında...İsmini kazıdığım kaldırımlara sanki sen yağıyorsun yağmurla birlikte ve sevgin yağıyor yüreğime... Yalnız ve bomboş odamda sen varsın hala. Hala sensizliğim duruyor yanı başımda... Bu gece gözyaşlarım yağıyor sensizliğimle birlikte kaldırımlara. Seni arıyorum, erimekteyim... Karanlık geceye inat AY gökyüzünde... Ve gökyüzü YÜREĞİMDE.....
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Salı Ekim 28, 2008 11:57 am
[color=red] DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SEVDİYİM YAR Sen, kalbime giren bir sevda kurşunusun, seni ya orada bırakacaklar, ya da çıkarırken canımı alacaklar... Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamı taşısaydı ve sen bana seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inan ki birtanem her gün yağmur yağardı.
Bir gül olmak isterdim! Neden mi? Beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için?
Zirvelerden yuvarlansa tutmaya gücüm yeter dagların taşını, fakat kaldıramam kirpiklerinden akan bir damla göz yaşını..
Dün gece sen uyurken kızıla boyadım denizleri, uçurumdan attım sessizliği, haber saldım rüzgarlara, fısıldasınlar kulağına seni ne kadar çok özlediğimi...
Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da... Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de... Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek...
Karıncaya sormuşlar nereye gidiyorsun böyle, sevdiğimin yanına demiş. Iyide bu ayaklarla varamazsın demişler, olsun demiş hiç değilse sevdiğimin yolunda ölürüm.
Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.
Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.
Sesini duyabilme umuduyla yasadigim hayat yüzünü göremedigim için çekilmez olsada sesini duyabildigim için yasamaya deger...
Seni ne kadar seviyorum biliyor musun? Söz verip de tutmadığın günler kadar, beni beklettiğin saniyeler kadar, bana sevgiyle bakmadığın an kadar,uykularımı kaçırdığın geceler kadar, sonunda anladım senin de beni ne kadar sevdiğini zalim...
Günün ilk ışıkları sahile vurduğunda, martılar yalnızca ikimizin anlayacağı bir dille şunu fısıldar denizin kulağına: Seni çok özledim...
Kahvalti hazirladim sanada gönderiyorum, umut dolu omlet haslanmis sevgi bir dilim tutku ,seni seviyorum reçeli ve birde yanlizlik demledim kaç sekerli olsun?
Sıkıntı çekecek kadar gücüm acı çekecek kadar sabrım kalmasa da, seni sevecek kadar kalbim her zaman vardır.
Bir gece titreyerek uyanırsan, bil ki resmini öptüğüm andır…
Bir gün yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden, bil ki bir tanem yokluğundan öldüğüm andır.
Senin kanadın olmak isterdim, ben olmadan uçma diye Senin baharın olmak isterdim, ben olmadan açma diye.
Ölüm bitirir diyorlar sevgiyi, benim sevgim ölümle bitmez.Ben ruhumla sevdim seni, ruhlar asla ölmez...
Sana nasıl hitap etmeliyim bilmiyorum. Hayatım desem hayat çok kısa, çiçeğim desem çiçek soluyor. Sana canım demeliyim, çünkü bu can sen oldukça yaşıyor...
Canımdaki her nefes nefesine eklensin, içimdeki her nefes hayalinle demlensin, bırak bu gönlüm varlığınla renklensin, sen benim gönlümde yaşadıkça özelsin!
Sevgilerin en güzeli seni sevmek, özlemlerin en güzeli seni özlemek Ve hayatin tadı sabah kalktığında senin var olduğunu bilmek.
İçim o kadar senle doldu ki... İnsanlar seni gözbebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum
Ne dil yeter seni anlatmaya, ne göz kıyar sana bakmaya, Ne ellerim dayanır sana dokunmaya, ne kollarım uzanır seni sarmaya hiç ömür yeter mi bir sen daha bulmaya...
Avucun arasına bir yürek bıraktım ister bir kenara kaldırıp atarsın ister kendi yüreğinin üstüne koyar her zaman seninle olacağını hatırlarsın.
Yıldızlar semada tükenmedikçe, taşlar dile gelip unut demedikçe, ruhum bedenimi terk etmedikçe unutamam aşkım unutamam seni...
Sahilde oturmuş denize bakan içtiği sigarayı tersten yakan yakasız gömleğe kıravat takan bir isyankar görürsen beni hatırla..
Gökyüzünde bir yıldız gördüm sen zannettim. O yıldız senin göğe yansımanmış, bunu gözlerine bakınca fark ettim.
Yüreğim her gün yelken açar ümit denizine, ufacık sevgiler toplayıp döner sahilime.. Bir yalnızlık kalır bende bir de sen yüreğimde..
Yalvarsam rüzgara kokunu getirirmi bana, anlatsam aşkımı kuşlara anlatırlar mı sana, yalvarsam Allaha kavuştururmu seni bana, özledim seni desem inaıirmısın bana...
Sen, yol aldığım gemi, demir attığım son liman, yapraklarımı titreten son sevdamsın,sen çok sevdiğim insan, beni ağlatan son sevdamsın,vazgeçemediğim tek insansın, aşkımsın…
Sabır kalmadı içimde, dertler yaş oldu gözümde, bu hasretlik denizinde boğulmadan gel, sensiz isyan ettim heran dünyam kahır dünyam zindan olmadan gel!
Geçme ırmak yanından suyu azalır. Seni gören selvi eğilir, boyu azalır. Salınma dünyanın üstünde dünyanın başı döner. Çıkma mehtaba yıldızların ışığı söner...
Gözlerimi gözlerine hapsetmeyi yüreğimdeki buzlari alevinde eritmeyi seni bir ömür boyu sevmeyi istiyorum bitanem seni senden istiyorum...
Gecemin gündüzümden farkı yok alaca karanlık karanlığa ferman yazsam yüzbin satırlık beni bu karanlıktan kurtaracak aydınlık senin o gözlerinde ki sönmez ışık.
Seni ne kadar seviyorum biliyor musun? Söz veripte tutmadığın günler kadar, beni beklettiğin saniyeler kadar, bana sevgiyle bakmadığın an kadar, uykularımı kaçırdığın geceler kadar, sonunda anladım seninde beni ne kadar sevdiğini zalim...
Kapsama alanı dışında kalan sevgine ulaşamadım.... Ama full çeken hattımla seninleyim birtanemmmmm
Seni seviyorum derken hiç yalan söylemedim,yalan söylerken de hiç seni seviyorum demedim, ben aslında tek sana seni seviyorum dedim...
Aşkım ben ölürsem beni ne cennete nede cehenneme alacaklar. Çünkü seni sevdiğim için en büyük sevabı isledim ama sana taparak tanrıyı inkar ettiğim için en büyük günahı işledim.
Kafanı boşalt ki yeniden doldurabilesin, su nasıl bulunduğu bardağın şeklini alırsa sevgi de senin kalbinin şeklini alır.
Asalet boyda değil, soyda olmalı! İncelik belde değil,dilde olmalı! Doğruluk sözde değil özde olmalı! Güzellik yüzde değil, yürekte olmalı!!
Her günüm sensiz geçecekse bu benim son günüm olsun,seni ne zaman unutacağım diye sorma çünkü ne zaman öleceğimi bilmiyorum..
Tek kaldım dünyada, dünyam olur musun? Deniz kadar sevdim dalgam olur musun? Ateş gibi yandım, alevim olur musun? İlk aşkım değilsin affet son aşkım olur musun?
Seni Seviyorum... Sende beni sevesin diye değil.. Seni sen olduğun için seviyorum, şartsız, kuralsız, koşulsuz ve çıkarsızca bitanem..
Bir sen varsın dünyamda beni anlayan, Birde sevmek var içimde sıcaklığınla yanan...
Güneş için aydınlatmak, Kuş için uçmak, Rüzgar için esmek ne ise Benim için de seni sevmek aynisi.. SENİ SEVİYORUM...
İMRAN FM
Admin
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 06/05/08
Mesaj Sayısı : 224
Nerden : ADANA
İş/Hobiler : afacan site yönetcisi
Lakap : Karizma
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Salı Ekim 28, 2008 1:18 pm
TEŞEKKÜRLEER
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:42 am
özlemek değil bu güzel olan bir kaç anı anımsamak
ama gözleri yaşlı ama kalbi buz kesmiş, şimdi sensizliğe yelken açmışken, neden haber getiriyor kuşlar? neden ağaçlar tatlı tatlı fısıldıyor adını,
dün ilk kez uyuyamadım sensizliğin ardından,
gözlerim karanlığın içinde,aydınlığını aradı, birde akşam rüzgarı eşlik etti yalnızlığıma. belki o an sesini duysam kendimi uykunun derinliğine bırakabilirdim.. herşey,herkes,tüm dünya girdi aramıza, boş kollarda aradın paha biçilmez mutluluğunu. bendeki aşkı hiçe saydın, senin gibi bir dünya servetine kanmadım, gidipte beş para etmez insanlarla,aramızdaki aşkı öldürmedim.. sen şimdi rahatmısın?? eğlenebiliyormusun sahte gülüşler etrafında, ya da eğlandirebiliyormusun yalanlarınla. hala eskisi gibimisin? hiç mi değişmedin? biliyorum seni değiştirmeye hiç hakkım olmadı, günlerce yazabilirim seni, ya da bir anda silip atabilirim. ya gelir tekrar koynuna girerim, ya da sensizliği dost bilir sarılırım boş bir hayaline savrula savrula uzaklara göçerim. sensiz değeri yok geçen zamanın, içimde senden kalan bir hüzün, dilimde sessiz adın kimseler duymuyor artık sen ve beni, onlarda benimle birlikte alıştılar bu terkedişe. ne güzel bir resminin olamaması, kendimi bu şekilde alıştırabilmek herşeye. aynı şehirde kocaman bir yalan olarak yaşamak, ve dönüp dönüp karlı kaldırımlara bakmak, ulaşabileceğim bir numaran varken, arayamamak ne bileyim unutmadım mı acaba seni neden yazıyorum sanıyorsun sevmesem niye karalayım kağıdı kalemi.. özlediğim bişeyler var, senden de benden de öte bir sıcaklık bölsün rüyalarımı bir nefes ver birde kokunu bırak ellerime, sen gitsende kokun kalıyor yastığımda, itiraf etmeliyim ki özlüyorum seni, bende bilmek isterdim senin tarafından özlendiğimi, vede beklerdim kapımı çalışını, sensizlik vurmadan zamana, sen gel, .. özlenen sevgiliiiiii [b]
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:48 am
SENİ SEVİYORUM ! Sadece kim oldugun degil, sen oldugun icin ve seninle beraberken kim oldugumu, benligimi anladigim icin.
SENİ SEVİYORUM ! Sadece kendine yaptiklarin icin degil, bana kattigin güzellikler icin.
SENİ SEVİYORUM ! İcimdeki cocugu, sakli kalmis ben'i yeryüzüne cikardigin ve sana ihtiyacim oldugu her an tüm duyarliliginla yani basimda oldugun icin.
SENİ SEVİYORUM ! Elini kalbimin üzerinde hissettigim zaman, üzüntülerimi alip, onlarin yerine simdiye kadar hic kimsenin basaramadigi o sicakligi, o ictenlik isigini bana duyurmayi basardigin icin.
SENİ SEVİYORUM ! Hayatimi kutsal bir sevgi tapinagina cevirdigin ve her günümü yasam senligine, unutulmayan siirlere dönüstürdügün icin.
SENİ SEVİYORUM ! cünkü, sen, simdiye kadar hic basaramadigim seyleri, kendimle dost ve barisik olmayi ve hic bir zaman tadamadigim kadar mutlu olmami sagliyorsun. ve bütün bunlari yalnizca sözlerinle, dokunusunla yada isaretle degil, kendin olmakla yapiyorsun [u]
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:49 am
Hep "aşkın dili olsa da konuşsa" deriz. İşte birgün aşk konuşmaya başlamış ve demiş ki: - "Ey insanlık hep peiimden koştunuz, bana ulaşmaya çalıştınız. Aslında bana ulaştınız ama hiç farketmediniz. Benım için ağladınız zaman bile size hep yalan belki de şaka gibi geldim. Bana hep yakıştırmalar yaptınız. Size bir hikaye anlatayım. Birgün küçük bir kedi kuyruğunu yakalamak için hep kendi etrafında dönüp duruyormuş ve büyük kedi dayanamayıp ne yapmaya çalışıyorsun diye sormuş. Yavru kedi de bana ancak kuyruğumu yakaladığım zaman mutluluğa ulaçacağımı söylediler. Ben de onun için uğraşıyorum diye cevap vermiş. Büyük kedi gülmüş ve "ben de küçükken senin gibiydim. Hep kendi etrafımda döner, kuyruğumu yakalamaya çalışırdım ama birgün durdum ve düşündüm ve yürümeye karar verdim işte o zaman anladım ki zaten o benim peşimden geliyordu." İşte şimdi anladınız mı? Aşk bir kedinin kuyruğudur ki ona ulaşmak için peşinden koşmanız gerekmez, o zaten her hareketinizde arkanızdan gelir.
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:50 am
Gözyaşlarımla Sevdim Seni
seni sevmek ne güzel...ıslak gözyaslarım var ve artrık korkularım var ürkek ceylanların misali..korkuyorum seni kaybetmekten..farklı sehirlerde nefes alan ama aynı sevgiye kosan iki yürek aynı bedende.. bu zor zamanımda yanımda oldun..belki de gözbebeklerimden süzülen ggözyaslarını senin icin akıttım..mutluluktan güzelim gözyaslarım..seni sevecegim gözyaslarımın ıslaklıgında..ne edersin ne yaparsın aklımda olacaksın..gece kabuslarda uyandıgım zaman seni arayacagım..uykularım tutmadıgı zaman senin kollarını sarılacagım..Hayalinde yasamayı, dokunmadan sevmeyi, bilmeden nefes almayı ve mutluluklarda aglamayı ve vuslatın hüzünlerinde beklemeyi ögrendim..her zaman seni bekleyecegim..kalbimde sevgilerin ve avuclarımda sana hasretinde birikitirdigim ıslak gözyaslarım...Artık seni severken dilim susuyor.Konusan sadece kalbim..Kalbime bazen de gözyaslarım eşlik ediyor.Sana olan sevdamı gözyaslarımı süslüyorum:hasretine ise yarınlarda ansızın cıkıp gelecekmissin gibi bekledigim umutlarımı ekliyorum...Sana gözyaslarımı hediye ediyorum..Sana hüzünlerimdeki en güzel mutluluklarımı hediye ediyorum..Ac avuclarını sevdamın ıslak taneleri düssün.Kiltli gönül kapılarını arala yaralı kalbime..Sana ve senin yüregine sıgınıyorum karanlıgı emziren gecelerde..Günesimi kaybettim senin gülüşlerinde ısınabilir miyim? karnım ac senin mutluluklarınla kalbimi doyursam kızar mısın? Dudaklarımda ismin, kalbimde sevgin, gözleriimde ise hasretine dökülen sevgi daneleri..Yarın belki de uyanamayacagım yattagımdan..Sana yazdıgım son yazıdır belki de:Belki bugün Azrail bana ölüm davetiyesine sunacak..Ve sakın unutma ismimi , cismimi unut ama ne olur gözyaslarımda büyüttügüm sevdamı unutma..Gidersem de kalbimi sana emanet ediyorum..Yarın belki de daha güzel olacak..Gözyaslarımla ıslanan sevgim senin gülüşlerinle ısınacak.Güldügünde ben senin tatlı tebessümlerindeki en güzel gülüş olacagım..Agladıgında ise topraga hasret gözyasın olacagım..Bİl ki sabah o saclarını delicesine esen bir rüzgar olursa ; sakın korkma O benim ...Bu gece sana bir sevda kusu yolluyorum..Seni sevdigimi kulaklarına fısıldayacaklar...Gözyaslarımı ise evindeki en güzel cicegin bulundugu saksıya armagan edecekler..Seni seviyorum canım ...Nedensiz sevmelerimdeki en büyük sevdam..kalbim iki kisilik artık...Nefesim ise senin icin...
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:52 am
Aşkın bedeli var mıdır ya da aşkın kaderi bedel midir? Aşk kanatlanıp uçmaksa ulaşılmaz bulutlara,ayakların yere basınca sana kalan nedir?Hiç bir şey baki değil aşk da..Peki bulutlardayken,her şey toz pembeyken gögüs gerilen acılar kader mi yoksa bedel mi...Elinizde kalan bir tutam hayal kırıklığıysa pişmanlığınızı aynanızdan bile gizlersin... Aşkın bedeli var mıdır ya da aşkın kaderi bedel midir? Aşk kanatlanıp uçmaksa ulaşılmaz bulutlara,ayakların yere basınca sana kalan nedir?Hiç bir şey baki değil aşk da..Peki bulutlardayken,her şey toz pembeyken gögüs gerilen acılar kader mi yoksa bedel mi...Elinizde kalan bir tutam hayal kırıklığıysa pişmanlığınızı aynanızdan bile gizlersiniz.Belki deaynalara bakamazsınız. Birlikte edilmiş sohbetin,içilmiş limon çayının,deniz kenarı sarılmaların,kaçamak öpüşlerin,habersiz gelen bir buket çiçeğin tadını unutamazsınız.Ama buluttan inince ya da düşünce diyelim hafızanından silinir tüm tatlar...Aşkınızın bahar tomurcuğu fide vermez,oysa siz bir ağaç düşlemiştiniz... Aşk yüreğinizdeyken korur sizi,sizden çıktıktan sonra önce acı sonra hissizlik verir...Bu ne bedeldir ne keder..Sadece aşk kendi yolunu seçer.
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 10:55 am
AŞKIN RENKLERİ Mavi: Genellikle yıldızları, geceyi, insan sıcaklığını, kalıcı ve derin duyguları, düşünceyi ve dinlenmeyi simgeler. Maviyi sevenler genellikle romantik ve duygusal bir kişiliğe sahiptirler. Yalnız maviyi kesinlikle benimsemeyenlere de dikkat! Bu kişiler de romantiktir, ama duygularını farklı biçimde göstermektedir. Giyside mavi, sosyal bir kişiliğin göstergesidir. Çevreye uyumu hatırlatır. Mavi giyenlerin ´ciddi ve iyi bir insan´ olduğu imajı yaygındır. Yatak odası, banyo ve çalışma odası için ideal renktir. Sinir sistemi bozukluğuna da bire birdir. Bu nedenle sıkıntılı olduğumuz zaman denizi ya da gölü seyrederek yatışmamız, sakinleşmemiz söz konusu olabilir. Kırmızı: Hareketi ve hızı simgeler. Kırmızı sevenler, duyguları yoğun yaşayan kişilerdir. Ne var ki, aşırı kırmızı sevgisi, kişide aynı zamanda despotik bir yan ve sinirli bir kişilik göstergesi de olabilmektedir. Başkalarının dikkatini çekmek isteyenler kırmızı renkli elbiseler giyerler. Yemek masasının kırmızı bir çiçekle ya da kırmızı peçetelerle süslemekte atmosferi daha sıcak bir hale getirebilir. Ayrıca erotizmin de vazgeçilmez renkleri arasındadır.
Sarı: Güneyin rengi; aynı zamanda umudun, ilginin, iyimserliğin ve evrensel aşkın rengidir. Sarıyı sevenler genellikle herkesle konuşan, geniş bir kültür hazinesine sahip sosyal tiplerdir. Elbiselerinde bu rengi tercih edenler, iyimser ve neşeli kişilerdir.Kahve: Bu rengi sevenlerin tipik özelliği, heşeyin mükemmel olmasını istemeleridir. İçinde bulunulan ortamı sıcak gösteren bu renk oturma odası ve salon dekorasyonunda sıkça kullanılır.
Yeşil: Dikkatin ve konsantrasyonun rengidir. Bu, yemyeşil bir ormana dalan kişideki ilk refleksi olması ile izah ediliyor. Bu rengi sevenler, sağlam bir iradeye ve başkalarını kontrol etme yeteneğine sahiptirler. Aşırı yeşil, kişinin süper denetimini, hafif yeşil ise boşvermişliği simgeler. [b]Siyah: Varolma ve gençlik başkaldırısının tipik rengidir. Korku ve umutsuzluğun yanı sıra ölümü de çağrıştıran siyah seromoni ve tören giysisi rengi olduğu gibi cazibenin de rengi haline dönüşebiliyor. Ölçülü kullanılıdğı takdirde, dekorasyonda belli bir zerafetin işaretidir. Beyaz: Bütün toplumların kutsal rengidir. bazılarında ´ölümü´ simgeleyen beyaz, aynı zamanda ´öteki hayatın´ başlangıcı sayılıyor. Bu rengi sevenler, çatışmadan uzak, farklı ve özgür bir dünyanın arayışı içinde olan insanlardır. Beyaz, aynı zamanda saflığın ve aydınlığın simgesidir. Pembe: Kadınlara huzur veren bir renktir. Kimileri açık, kimileri daha sivri tonların düşkünüdürler. Oysa erkeklerin çoğu pembeyi ´iğrenç, sıradan´ bir renk olarak değerlendirir. Pembe, erkekleri kaçırır ve isteğini söndürür. Mor: ´Erotizmin sonu´ anlamını taşıyan renktir. Mesleki açıdan da ikili ilişkiler açısından da seçilecek en yaşlı renktir. Sanatçı ruhlu insanların, meraklarını fantezileriyle yaşayanların tutkun oldukları bu renk, işin ehili aşıkların kopamadıkları renkler arasında yer alır. Gri: Ağırbaşlılığın, sadakatin ve sessizliğin simgesidir. Bu rengi tercih eden insanlar, genellikle işlerine gereğinden fazla önem veren, ciddi ama asla hırslı olmayanlardır. İkili ilişkilerde de gözleri yukarda değildir.
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 11:04 am
SEN YOKSAN BENDE YOKUM
Sensiz aldığım nefesin yüreğime yetmediğini bilmeni isterdim Sensiz yaşadığım her günün harcanmış gün olduğunu bilmeni seni sevdiğimi seni sevmenin bana yetmediğini sevmekten çok kendimi sana adamak için çırpınıp dururken seni ne kadar çok seversem seveyim hep daha fazla sevebilirmişim gibi geldiğini seni canım gibi nefesim gibi suyum ekmeğim gibi bildiğimi bilmeni isterdim Bilmedin Ben de söylemedim Söylemekten çok yaşatmak istedim bunları sana Sana bakarken yüreğimin nasıl sıkıştığını nasıl çocukça bir heyecanla çarptığını sana her dokunuşumun ilk dokunuş olduğunu her gülüşünün bir damla huzur her bakışının binlerce mutluluk olduğunu söylemeden gör isterdim Yaşamımdan bir parça değil yaşamımın tamamı olduğunu sebeplerim ümitlerim gerçeklerim olduğunu bil isterdim Bilmedin Ben de söylemedim Herkesin bildiği gördüğü anladığı kadar anla istedim hayatımdaki anlamını Gittiğinde anlamsız kalacağımı bil istedim Bilmek yerine gitmeyi tercih ettin sen Ben de dur demedim Deseydim değişir miydin? Deseydim daha mı az yakardın canımı? Deseydim bilir miydin bunları? Söyleseydim gitmez miydin? Söylemedim diye mi gittin? Artık bir anlamı var mı bunları bilmemin? Bir şeylerin anlamı var mı artık? Yok… Sen yoksan ben yokum Sen yoksan hayat yok
window.google_render_ad();
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 11:06 am
SEN SADECE YOKSUNN.... Yoksun Kanatlamış gözyaşlarım Yoksun Ne seni unutuyor bu yalan ömür Ne de sevdana izin veriyor
Yoksun Kaç gün geçti sayamıyorum Günleri saysamda bitmeyecek Yorgun kalp atışlarım seni bana getirmeyecek
ÜşüyorumYoksun Yazıyorum sayfalar dolusuYoksun Gözlerim her daim dalgınYoksun Bitiyorum Yoksun
Bulsam özlemini alnından vurucam Ama Yoksun Artık bende yokum
Benim karanlığımsenin yokluğun Şarkılar dinliyorum Şiirler okuyorum Bazen seviniyorum neye olduğunu bilmeden Yoksun
Yüreğimde çığlıklar geceleri Bir çift can alıcı göze mi bu özlem bu kadar kahır? Bulamıyorum bir cevap Yine sensizliğin soğuk sınırlarına çarpıyorum Ve kahretsin ki gene anlıyorum! Yoksun
Yüreğim yüreğine dargın gidiyorum Koca şehir suskunbedenim yorgun Bulsam özlemini alnından vurucam Ama Yoksun
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 11:14 am
Sus yüreğim. Feryat etme... Çığırtkanlara yaraşır bu yaptığın, bir de küçük çocuklara.
Oysa sen büyüdün, çığırtkan da olmadın hiçbir zaman.
Sen bilir miydin sormadığım soruların cevaplarını. Bir açık kapı olsaydı, güneşi de baharı da getirebilir miydin? Anlar mıydın dilimden, konuşmadan susar mıydık öylece. Yoksa yeni bir alfabe mi yazardın her harfi bir çiçekten. Bilir miydin neden bu kadar korktuğumu. İçimdeki korkunç yalnızlığı, katran karası geceyi, düş düş sonu gelmeyen uçurumu.
Okur muydun gözlerimdeki hüznü, kendime bile kapattığım kapıları açabilir miydin? Sağlam dur yüreğim... Etrafa saçma kıvılcımları. Geldiğimiz gibi gideceğiz bu bahçeden. Gitmeyi de biliriz. Sağlam dur yüreğim... Ne içindeki çığlığı büyüt dalga dalga, ne de yalnızlığı...
Bu sırrı açsaydık birbirimize. Gözlerimiz her karşılaştığında söylediklerimizi sözlere dökseydik…
Kalbimin sükun bulduğu yer dizinin dibi olur muydu? Sıcacık baktığında aradığım cevapları bulur muydum? İçim erir miydi gülümsediğinde, şimdiki gibi? Utanır mıydım yaptıklarımdan, yoksa mesut bahtiyar ölür müydüm son nefesimde? Kendine sarıl kalbim. Sıkı tut kendini... Üzerine sıçratma kuruntuları. Zaten giderek büyüyor gece… Söylesene bu bir masal mı? Sorular üzerine kurulabilir mi hayatlar?
Başlamadan biten masallar vardır hani, kahramanları ta en başından pes eden. Mızıkçılık mı yapmış olur onlar, yenilmeyi seçmekle.
Saklambaç oynarken sıkılıp kendini sobeleten çocuklar gibi… Kaç bahar olur bir ömürde kalbim?
Her tohum başka bir çiçek midir, yoksa yeniden açan aynı çiçek mi? Sorma artık yüreğim. Sus yüreğim,
Feryat etme…
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 11:16 am
Ayrılık, gerçek sevgilerde yaşanmaz, Gerçekten sevenler ayrılır mı hiç.
Dedin ve öyle de gittin...
Gidisinin ardından, içimde beni sen yapan ne varsa sorguladım. Ben diye bir şey yoktu artik, sen vardı... Senden sonra beni hayata bağlayan içimdeki sevgini sorguladım. Değişmemişimiydi en çok sevdiğim şarkılar, en çok sevdiğim renkler... Beni değiştirip senin gibi yasamıyor muydum bu hayati da gittin?
Daha ne kadar çok sevebilirdim ki seni? Daha ne kadar kendimi yok sayabilirdim gidisin karşısında.
Gittin... Tek suçlu ben kaldım geri de ve sitemlerini de aska yükledin... Sen daha çocuktun, seni bekleyen arkadaşların vardı sokak arkalarında ve misketlerin rengârenk... Bir askın günahı fazla gelirdi çocuk yüreğine...
Hâlbuki ben de çok iyi biliyordum, yok saymak istiyordun bu sevgiyi, varlığını kabul edemiyordun... Yok, edemeyeceğini anlayınca yok saydın. Herkes oluyordun bir anda, sen bile inanmıyordun içimdekinin ask olduğuna.. Yokluğundan, gidisinden, gözlerinin renginden, erişilmezliğinden değildi. Bu sevgi de anlam aramadım ben. Neden, Niçin gibi soruları kaldırmıştım dağarcığımdan. Bana benziyordun belki, benim kadar korunmasız, kırılgan ve bir o kadar kırıcı olman beni anımsatıyordu. Sen de kendimi yasıyordum ben. Sen de kendimi görüyordum. Yaralarımız derindi ve hala ayni yerden kanıyordu. Ama sen hep farklı olduğumuza inandın. Askı ve beni yok saydın. Ask gerçekti, hiç bir zaman bilemedin yâda bilmek istemedin.
Belki de bu askta aranan suçlu gerçekten de bendim. Öylesine seni yasadım ki, sana verebilecek bir ben yoktu artik ve sen de zaten kendinden kaçıyordun. Sana hep seni hatırlattığım içindi belki de gidisin. Çünkü biliyordum sen de kendini yıllar önce bir ask uğruna terk etmiştin ve seni hatırlatacak jerseyden kaçıyordun.
Simdi ne söylesem gidisinin ardından eksik kalacak, anlamsız kalacak bütün cümleler ve bıraktığın ask gibi yârim... Sen yine beni anlamayacaksın. Bütün özlem cümlelerini toplayıp gelsem, gözlerinde ki boşluk yine kapanmayacak. Sussam, söylenmeyi bekleyen "ger dön"ler içime fazla gelecek...
Yine de bilmelisin, Leyla da değil miydi Mecnun`a kavuşamayan ve daha niceleri vardı hikâyeleri, isimleri bile unutulan. Biliyorum en az onlar kadar ben de yalanım. Sen kim kadar gerçeksin? Bak ne diyor yalan aksinin arkasına saklanan küçük yaramaz , "Seni Çok Özledim".
Duyuyor musun bu sessiz çığlıklarımı. Hadi uyan, rüya bitti.
______________________________________________ Keşke ölüm olsaydı bu gidisin sebebi... O zaman sana kavuşmak için dua ederdim. Ölüm korkutmazdı beni. O zaman sana değil, kadere isyan ederdim... Keşke ben olsaydım bu askın sebebi, kendimi unuttuğum gibi silmesi de kolay gelirdi... Simdi ne yapsam olmuyor... Her sokak sana çıkıyor, her karanlık yolda senin yüzün aydınlatıyor yolumu... Ama sana kavuşmak yok biliyorum. Ölseydin, gelirdim... Ölseydin eğer bu şiir sana yazılırdı... Ama ne fark eder, yine sana yazıldı. Yasarken ölmek bu olsa gerek... Üzgünüm, çoktan öldün. Gittiğin yeri de bilmiyorum ki, ardından geleyim!
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 11:20 am
Evet seviyorum,ama beklemeksizin seviyorum. Öyle bir şey ki seni sevmek,sanki uçarcasına güzel, Gülümsemen,bakışların
Biraz ağlasam diyorum, Buna izin vermiyorsun.
Çünkü beni mutlu ediyorsun, En buruk anımda yanımda oluyorsun, Ağlayan gözlerimin yaşını benden çalıyorsun.
Karamsar günlerimde, Hayatıma güneş gibi doğuyorsun.
Bana elveda deyişin, Son bakışın,hep aklıma takılıyor. Neden,hep neden diyorum kendime.
Sessiz sedasız,hayatımdan gittin. Sence bütün bunları hak ettim mi?
Şimdi tek bir şey soruyorum sana… O kadar günü geride bırakmak kolay mı…
Cevabı biliyorum…:vur
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 12:32 pm
SENİ SEVİYORUMMMMMM Bir gül olmak isterdim, dalımdan koptuğum an yalnız senin için kopayım ve yalnız senin avuçlarında solayım diye bir tanem...
Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin sevgin tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir...
İMRAN FM
Admin
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 06/05/08
Mesaj Sayısı : 224
Nerden : ADANA
İş/Hobiler : afacan site yönetcisi
Lakap : Karizma
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 1:13 pm
melek abla bu ne hız maşallah
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 4:25 pm
GERCEK DOST... Genç bir adam kendi kalbinin yörenin en güzel kalbi olduğunu ilan etmişti. Onu görenlerde bunu onaylamıştı. Birden kalabalığı tam ortadan yaran yaşlı bir adam genç adama doğru yürüdü ve: ”...Ne için senin kalbin benim ki kadar güzel değil “dedi.
İşte tam o anda kalabalık ve genç adam yaşlı adamın kalbine doğru baktılar. Çok hızlı çarpıyordu fakat içinde çok fazla yara ve zaten çok az kalan boşluklarda çentikler vardı, onlarında üzeri keskin çentiklerle dolu idi. Yaşlı adamın yaşlı kalbinin çok acı çektiği belli oluyordu.
İnsanlar şaşırmıştı, yaşlı adam nasıl bu kalbin en güzel kalp olduğunu söyleyebilirdi. Genç adam gülerek”şaka ediyor olmalısın” dedi yaşlı adama” benim kalbim pürüzsüz mükemmellikte iken seninki gözyaşları ve acılardan oluşmuş yara izleri ile dolu”
“Doğru” diye yanıt verdi yaşlı adam “ Senin kalbin mükemmel gözüküyor fakat ben asla yaşlı kalbimi senle değismem... O gördüğün her yara benim sevgimi verdiğim bir kişiyi gösteriyor, onlara kalbimin bir parçasını seve seve verdim, onlarda kendilerinden bir parçayı bana verdiler bu yüzden bu parçalar benim verdiğim parçalara bazen tam uymadılar ve üstünde yada köşelerinde pürüzler oldu, fakat ben onların her parçasını tek tek seviyorum...
Çünkü onların herbiri paylaşılan sevgileri , dostlukları bana hatırlatıyor. Bazen de sevgimin ve dostluklarımın karşılığını alamadım, o kalbimin içindeki yara dolu boşluklarda bu yüzden ucu kıvrık bıçak gibi ve oldukça da acı verir, fakat hala boşturlar ve başka bir kalplerinde bana sevgi ve dostluklarını verebileceklerini böylece de bu boşlukları doldurabileceklerini gösterir, ve benim hala o umutla yaşamamı sağlar.
Şimdi söyle genç adam sence hangi kalp daha güzel ?” Genç adamın gözleri sevgi gözyaşlariyla dolmuştu Yaşlı adama doğru yürüdü ve kalbinden genç ve güzel bir parçayı dostça ona doğru verdi. Yaşlı adamı kalbinde hala bir çok boşluk vardı. Yaşlı adam gençadamın cömertçe verdiği kalbi dostlarının olduğu bölüme yerleştirdi, üzerine çentikler attı ve yerine bir güzel oturttu.
Genç adam kendi kalbine doğru baktı artık eskisi kadar mükemmel ve pürüzsüz değildi ta ki yaşlı adam ona kendi kalbinden eski fakat güzel bir parça verene kadar.
Sonunda genç adam ve oradaki kalabalık gerçek kalbin güzelliğini anlamıştı. Kalbi güzelleştiren onunla paylaşılan sevgi ve dostluktu. İçinde sevgi barındırmayan ve taşımayan hiçbir kalp gerçekten güzel olmazdı....
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı ? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı ? Sevmek için güzele mi bakmalı ? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı ? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır ? Özlenen yanındayken hicran duyulamaz mı ? Hırsızlık; para, mal mı çakmaktır ? Saadet çalmak, hırsızlık olmaz mı ? Solması için gülü dalından mı koparmalı ? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı ?[b]
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 4:31 pm
BU BİR SONSUZLUK VEDESI....
Şimdi seni ,gözyaşımla yazıyorum....., İnan ,ayrılıklar adına ,diyorum.........., Sanki ,sigaramda duman oldun........, Sen ,inan içime dert olmadan git,giit...
Git ve bir daha rüyalarıma girme......, Seni ,unutmak istiyorum ,çaresızım.., Yinede unutma ,sensız ben ,nefessızım, Seni unutmak zorundayım ,senin için....
Sorularım cevapsız ,bense çaresızım.., İçim ,kan ağlar ,bense duyarsızım,senin için, Unutmak kolay olmasa gerek ,unutmalıyım , Unutmalıyım ,mecburum ,senin için ........
Biliyorum ,şimdi satırlarım boş kalacak..., Gönlümü hüzün ,bedenımı ise ,sensızlık, Gücenme bana ne olur ,sensızlık ,zor ama , Yapmalıyım ,unutmalıyım ,seni ,senin için...
Yıldızlara seni sorup ,seni konuştuğumu unutamam , Unutamam elbet ,hayalınle yaşadığımı ,ama olsun...., Dayanmalıyım acına ,yokluğuna ,ayrılıklar adına....., Yapmalıyım bunu ,unutmalıyım seni ,senin için.......
Senin sıcaklığını ,dostluğunu kazanmak kolay değildı, Kazandım ben ,sadece bunun için mutluyum ,bana yeter, Benim şanssızlığım sadece ,seni sevip kaybetmem........, Unutmalıyım ,unutmalıyım seni ,zor olsada ,senin için.....
Şimdi notalarım eksık ,şarkılarım sensız ağlayacak......, Olsun ,sen hayalimde olsanda ,benimle yaşayacaksın, Seni ,sen olduğun için ,sevmemıştım ,yüreğimden bağlanmıştım, Şimdiyse ,seni unutmak zorundayım ,yapabilirsem ,senin için....
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 4:34 pm
son bir defa bak gözlerime böyle sevgi dolu görmeyeceksin beni birdaha karanlık gecelerini aydınlatamam artık kararttığın gündüzlerin var nasıl olsa sen koydun bu ayrılığın adını bırak ta gelişin gibi gidişin de onurlu olsun ne sulara yazılar yazabilirim ne de yıldızları elime alabiliirim ben sevdimmi gerçek severim fallarda ümit aramam burçlardan ders almam ne nehir olur sana akabilirim nede okyanus olabilirim ben sevdimmi gerçek severim ben ne bir kelebeğin kül kanatlarına adını yazabilirim nede gökyüzüne ben ne meleklerle sana haber gönderebilirim nede güneşe buzlarla ismini yazabilirim eger ağlarsam da göz yaşlarım sel olmazzz içime bırakırım acılarımı kimseler anlamaz ben sevdimmi gerçek severim hani bir ömür boyu sürecek diyordun istifan çok erken oldu sevgimi kaldıramadın ben şimdi bu şehirde nasıl yaşarım giderim giderim bu şehirden ve senden başkasınıda böyle delice sevmem benim gönlüme bir defa girilir çıkarken de imha edilirrr bu şehirden de gidiyorum ya artık dönüşüm olmazz bunu böyle bil giderim bu şehirden giderim seni de yüreğime basar seni de terkeder giderimmm şimdi ne dökülen saçlarımın hesabını sorucam sana ne uykusuz kalan gözlerimin feryadını nede senin ugruna kaybettiğim yıllarımın hesabını sormıyacam sana sana bıraktıgım bu son şiirde bir kelimenin içine anlatılmaz bir sevgi gizledim sen o kelimeyi okudugunda mısralar titreyerek SENİ SEVİYORUMMM diyecekk ben sevdimmi gerçek severimmm [i] BUNUN ADINA SEVMEK DERLER ....
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 4:44 pm
YIKILDINI BELLİ ETMYCEKSİN
Yalnızlığımı düğümlüyorum şimdi ayağıma.. Çözülmemecesine bağlıyorum.. Sıkıyorum.. Ayaklarım acıyor. Yüreğime benzetiyorum sonra.. Sıktıkça acıyor! Birbirine dolaşıyor ayaklarım. Düşe kalka yürümeye çalışıyorum.Olmuyor! Düşüyorum da, düştüğüm yerden kalkamıyorum aslında.. Gittikçe batıyorum..Canım acıyor..Ayaklarım dolanıyor..Yüreğim susuyor.. Biliyorum.. Hoşuna gidiyor canımı acıtmak. Biliyorum.. Büyük haz duyuyorsun. Biliyorum.. Sen duygusuzsun! Görmüyorum! Duymuyorum! Lanet olasıca.. YOKSUN!! İsyan etmek istemiyorum artık. Ben böylede yaşayabilirim aslında. Neden olmasınki?!.. Diye düşünüyorum ama..Sadece düşünmekle yetiniyorum aslında... Biliyorum.. Yaşamalıyım herşeye inat. Biliyorum.. Hayat ben varsam var. Kukla gibi oynatıyo beni hayat. Sürükleniyorum ordan oraya.. Dolanıyorum etrafında. Farkında bile değilsin! Umrunda değilmişim oysa.. Diyorumki artık; sende umrumda değilsin aslında... Oynatıyorlar beni!! Karşı gelemiyorum oyunlara! Yoruldum artık... Bitsin savaşlar.. BİT artık!! Lanet olasıca... Ters düz olmuşum umrunuzda değil. Beni bilen bilir zaten. Dert etmiyorum kendime beni anlamamanızı.. Ben kendime yeterim. Ben, kendim için varım zaten.. Oysaki düşüncelerim farklıydı benim.. Ne kadar değişiyormuş insan.. Yaş ilerledikçe düşüncelerde değişiyormuş.. Büyüdükçe anlıyor insan.. Böylesi en güzeli belkide..Ters düz yaşıyorum hayatı...Kaybettiğim zamanı... Ağlıyorum.. Eskiden senin için ağlamış olmama Ağlıyorum.. Hiçbir şeyi haketmediğin halde, sana değer vermeme Ağlıyorum.. Hayatımı yaşamak varken, sessizliğe çekilmeme.... Hiçbirşey için değmezmiş oysaki.. Ağlarken anlıyorum. Sen değmezsin..Yaşlarım değmez..Hayatımı senin yüzünden zehir etmeme değmez.. Artık eski ben'le karşı karşıyasın.. Üzülsemmi, sevinsemmi bilemiyorum.. Ama bence en mantıklısı bu... Ellerimle tutuyorum artık hayatı... Yakalamaya çalışıyorum, zindan ettiğim zamanı.. Artık herşey farklı olucak.. Eski ben'le karşı karşıyasın.. İster ağla, ister sevin; Sana inat yaşayacağım bu hayatı.....
sevda tireni
aktif üye
Burç:
Hayvanı:
Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 17/10/08
Mesaj Sayısı : 114
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :
Konu: Geri: Kendi Şiirleriniz Cuma Kas. 07, 2008 4:52 pm
SON MEKTUPP Bir tanem…
Bir mektup daha yazıyorum. Hiç gönderilmeyecek, okunmayacak bir mektup daha. Diğerlerinin arasında kaybolup gitmeye mahkûm bir mektup daha.
Ama bundan sonra bir mektup daha yazacak olsam da, o sana hitaben yazılmayacak.
Bu sana son yazışım.. Seni son özleyişim… Ve sana ait o güzel, yeryüzündeki her hangi bir kitaptan daha kalın; ve de çok kıymetli defter son karıştırışım…
Hayata, inanca, aska dair öyle yaşanmışlık var ki o defterde! Sen olsan onu parça parça edip çöpe atmayı tercih ederdim. Ama ben… ey sevgili… ona değer verdim, kutsadım. İkinci kitabim oldu o benim. Okurken kimi zaman güldüm, kimi zaman ağladım. Bazen o anin heyecanını yeniden hissettim, mutlu oldum! Bazı şeylerden yeni dersler aldım tecrübe biriktirdiğim heybeme.
İnan ki, her sayfada yeniden yaşıyorum seni hala. Ve okumaktan öylesine haz alıyorum! Ama bir tanem… Beni olanca gücünle yitip düşürdüğün, sonra da yalnız bıraktığın bu dünya beni tutsak kılıyor. Senin anıların, hiç bilmediğim halde sevdiğim ve yüreğimde, yakınımda hissettiğim sıcaklığın, gözümü kapatır kapatmaz önümde beliren hayalinle kafeslendim. V e ben… tüm bunları sen başkasının bahçesinde huzur ararken yaşıyorum.
Bu gece yağmur yağdı, sanki ben ağlıyormuşum gibi. Öyle bir gök gürültüsüyle ürperdi ki insanlar; sanki gök yarılıyormuş gibi sert ve acımasızdı şimşekler. Bana artik defterin ait olduğu yere kaldırılmasını söylediler… Çok ama çok korktum bu karanlık felaket gecesinde. Korktum.. çünkü inandığım tüm gerçekler, söylediğim her bir düşüncem kül oldu bu gece.
Seni unutarak senden kurtulmak mecburiyetinde olduğumu anladım. Geçmişe; hele ki senin için o geçmişe yenik düşmemem gerektiğini anladım. Hayati algıladım. Bedenimin ve ruhumun da hala yaşadığını hissettim. Bana yeni kapılar açıldığını gördüm. Güzel bir insan tanıdım. Acı çekmemek için senin gerçeğini içimden yok etmem gerektiğini kabullendim. Beklemenin ve dualarda ısrarla seni istemenin manasızlığını kavradım. Ağladım…
Sana isteyerek adadığım ruhumu özgür bırakmak zorunda olduğumu fısıldıyor bana bu afet gece!
Bu kez gerçekten elveda derken, defterin son sayfasını da cevirdim..